TREN

20 EYLÜL 2025

CBAM (SKDM) Nedir? 2026 Kesin Rejim, Etkiler ve Türkiye Yol Haritası

GettyImages-2216604990.jpg

Avrupa Birliği (AB) tarafından temiz endüstriyel üretimin teşviki için hayata geçirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) veya İngilizce adıyla Carbon Border Adjustment Mechanism (CBAM), 2026 itibarıyla kesin rejimiyle uygulanmaya başlanacak. 2023 yılında başlayan geçiş dönemi, bu yılın sonunda bitecek. CBAM düzenlemelerinin küresel ticarete etkileri de bu sebepten yoğunlaşıyor. KoçZer olarak bu yazımızda “SKDM nedir?”, “SKDM amaçları nelerdir?”, “SKDM'den en çok hangi ülkeler etkileniyor?”, “Türkiye’nin SKDM konusunda nasıl bir yol haritası var?” gibi soruların yanıtlarını bir araya getireceğiz.

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM/CBAM) nedir?

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) veya İngilizce kısaltmasıyla CBAM, Avrupa Birliği’nin, AB’ye giren karbon yoğun malların üretimi sırasında salınan karbona adil bir fiyat koyma ve bu yolla AB dışındaki ülkelerde daha temiz endüstriyel üretimi teşvik etme amacıyla hayata geçirdiği düzenlemedir. 2023 yılından itibaren konuşulmaya başlanan ve 2023 - 2025 arası bir geçiş aşaması olarak belirlenen CBAM için belirlenen geçiş sürecinin, 2025 sonu itibarıyla tamamlanması bekleniyor. Bu durum SKDM düzenlemelerine uyum konusunda AB ticaret ortağı ülkelerin, iş dünyasının çabalarını artırırken; düzenlemelerin küresel ticarete etkisi de hissedilmeye başlanıyor.

CBAM neyi amaçlıyor?

CBAM, Avrupa Birliği’nin 2030’a kadar sera gazı emisyonlarını %55 oranında azaltma çabasının bir gereği olarak ortaya çıktı. Bu dönüşümün merkezinde, AB karbon piyasasının çevresel hedeflerini güçlendiren ve dünyanın ilk sınırda karbon düzenleme mekanizmasını devreye almayı öngören, Fit for 55 paketi yer alıyor. AB’nin SKDM sistemi, temelde, ortak pazarda Avrupalı üreticiler ile daha düşük karbon fiyatlarıyla karşı karşıya kalan yabancı üreticiler arasında eşit şartlar sağlamayı hedefliyor. CBAM ile şirketlerin üretim süreçlerinde sera gazı emisyonuna yol açmaları, üretim maliyetlerini doğal olarak artırmaya başlıyor. Mekanizma, uzun yıllardır enerji yoğun endüstrilerin aldığı ücretsiz emisyon kotalarının aşamalı olarak kaldırılması anlamına geliyor.

SKDM’nin makroekonomik etkileri nelerdir?

Üye ülkeler ile AB dışı ülkeler arasındaki rekabeti dengeleyen SKDM, tüm üretici ülkeler için Avrupa Birliği standartlarıyla uyumu teşvik ederek iklim eylemi konusunda küresel işbirliğini de güçlendirme potansiyeli taşıyor. Ancak, SKDM’nin yalnızca Avrupa pazarlarına yapılan ithalatı hedeflemesi, bölgenin uluslararası rekabet gücünü gerçek anlamda etkileyecek bir sonuç ortaya çıkarmıyor.

ABN Amro tarafından aktarılan bilgilere göre, mekanizmanın makroekonomik etkilerine ilişkin bir çalışmada yazarlar, Avrupa Birliği içinde pek çok üye ülkenin rekabet gücünde bir iyileşme göreceğini, ancak bazı Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin sektörel düzeyde kayıplar yaşayacağını vurguluyor. Büyüme cephesinden bakıldığında, sektörlerin rekabet ve maliyet yapılarındaki değişikliklere nasıl tepki vereceğinin etkili olacağı öngörülüyor. Avrupa Komisyonu, CBAM uygulamasının, 2030’a kadar GSYİH’yi %0,22 oranında azaltacağını tahmin ediyor. Diğer yandan yatırımların %0,39 artması, tüketimin ise %0,56 azalması bekleniyor. Ek olarak, Avrupa ithalatının alüminyum için %4, demir çelik için %12, çimento için %15 ve gübre için %26 oranında azalacağı düşünülüyor.

SKDM en çok hangi ülkeleri etkiliyor?

Bu sıralanan sektörlerde üretim yaparak AB’ye ihraç eden ülkeler, CBAM uygulamasından en çok etkilenen ülkeler olarak öne çıkıyor. Bu noktada, etkinin ölçeğinin de söz konusu ülkelerdeki iklim politikasının sıkılığına göre farklılaşması bekleniyor. Türkiye, Çin ve Hindistan gibi ülkelerle birlikte, Avrupa Birliği’ne önemli miktarda çelik ve alüminyum ihraç eden ülkeler arasında yer aldığından, SKDM uygulamasından da etkilenen ülkeler arasında öne çıktığı görülüyor. Diğer yandan Birleşik Krallık ve Rusya’nın, demir-çelik, alüminyum ve gübre konusunda Avrupa Birliği’ne önemli ihracatçılar konumunda yer aldığı biliniyor.

Picture1.jpg

ABN Amro’nun analizinde yer verilen diğer veriler ve bu grafikler, Türkiye ve Hindistan’ın, üretim süreçlerinin nispeten yüksek karbon yoğunluğu, iklim politikalarının yeterince gelişmemiş olması ve Avrupa Birliği’ne yapılan SKDM ihracatındaki nispeten yüksek payları nedeniyle bu mekanizmaya karşı en savunmasız ülkeler olduğu belirtiliyor. GMKCenter tarafından hazırlanan haberde, sınırda karbon düzenlemesinin küresel ticaret için zorluk oluşturmaya başladığı, ülkelerin tepkilerinin ise dört ana grupta toplandığı belirtiliyor. Güney Afrika, Hindistan, Rusya ve Çin gibi ülkeler CBAM uygulamasına karşı çıkan ülkeler arasında yer alırken, Türkiye, kendi ETS (emisyon ticaret sistemi) pilot uygulamasını başlatan ülkeler arasında anılıyor ve Türkiye’nin SKDM düzenlemesine hazırlık için ulusal karbon fiyatlama mekanizması geliştirme yolunu seçtiğine dikkat çekiliyor.

SKDM Türkiye için ne anlama geliyor?

Türkiye, SKDM uygulamasından en çok etkilenecek ülkelerin başında geliyor. Türkiye, bu nedenle, 2026 - 2027 yılları arasında ETS pilot uygulamasını başlatmayı planlıyor. Ürün bazlı izleme, raporlama ve doğrulama (monitoring, reporting and verification | MRV) sürecinin 2026’dan itibaren başlayacağı, ETS gelirlerinin doğrudan yeşil dönüşüm projelerini finansa edeceği belirtiliyor. Türkiye’nin SKDM uyum sürecindeki başarısının potansiyeline odaklanan bir rapor, “olağan durum” senaryosunda ton başına 100 euro sınırda karbon fiyatlandırması durumunda, Türkiye’nin ihracatında toplam maliyetin toplam faydayı aşacağı görülüyor.

Rapor, SKDM ekseninde Türkiye’nin dönüşüm senaryosunu destekleyecek önlemlerde, 2035 hedefine odaklanılması gerekliliğine dikkat çekiliyor. Bu durumda, SKDM’nin ekonomik maliyetlerini azaltmak ve üretim verimliliğini artırmak için önümüzdeki 10 yılın Türkiye için kritik olduğuna vurgu yapılıyor.

Omnibus teklifi SKDM’yi nasıl etkiliyor?

Avrupa Komisyonu’nun Şubat 2025’te yayımladığı Omnibus Sürdürülebilirlik Teklifi, EY tarafından yapılan değerlendirmeye göre SKDM odağında basitleştirme ve muafiyetlere zemin hazırlıyor. Zira Omnibus, SKDM’ye tabi malları AB’ye ithal edenler için muafiyet öngörüyor. Bu kapsamda, yılda 50 tondan az SKDM kapsamındaki mal veya yılda 100 ton gömülü karbon emisyonu içeren mal ithal eden şirketlerin bu uygulamadan muaf tutulacağı belirtiliyor. Bu muafiyetle, ithalatçıların %90’ının SKDM raporlama ve sertifika gerekliliklerinin kapsamı dışına çıkacağı tahmin ediliyor.

İklim Kanunu ve Türkiye'nin SKDM yol haritası

Türkiye, bu konudaki düzenleme ve uygulamaları hayata geçirmek için, yakın zamanda İklim Kanunu’nu devreye aldı. Şubat 2025’te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre Komisyonu’nda kabul edilen tasarı, temmuz ayının başlarında TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek 242 kabul oyuyla yasalaştı.

“Adil geçiş”, “birincil piyasa”, “denkleştirme”, “Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)” gibi tanımları içeren kanunun, SKDM uyum sürecine yönelik olduğu düşünülüyor. Zira ilgili ülkede bir karbon fiyatlama mekanizması varsa, bu mekanizmanın maliyetlerini SKDM maliyetlerinden düşmek mümkün hale geliyor. Bu kanunla gelen yükümlülükler için kurumlara verilen sürenin son tarihi, 31 Aralık 2027 olarak belirleniyor.

BU İÇERİĞİ PAYLAŞ

Bize Ulaşın
logo