
Küresel ticaret, Donald Trump’ın Beyaz Saray’a geri döndüğü, tedarik zincirini tarife belirsizliklerinin şekillendirdiği bir yılı geride bırakmaya hazırlanıyor. HSBC’nin 17 pazarda gerçekleştirdiği araştırma, iş liderlerinin pazar koşullarına dair görüşlerini ve yıla yön vermesi beklenen temaları derliyor.
2024’ün sonunda, Donald Trump’ın yeniden Beyaz Saray’a dönmesi, iş dünyası için belirsizliği beraberinde getirdi. Donald Trump’ın ABD’yi yeniden yatırımın merkezi haline getirme hedefiyle birbiri ardına duyurduğu tarifeler küresel ticarette dayanıklılık çabalarını artırdı. Büyümeye, enflasyona ve diğer makro göstergelere dair endişeler, her sektörden işletmenin planlarını yeniden gözden geçirmesine yol açtı. Ancak HSBC’nin yeni araştırması, iş dünyasının tarife belirsizliğine ve küresel ticaretin yeni manzarasına 6 ay öncesine kıyasla daha da hazır olduğunu gösteriyor. HSBC tarafından 17 pazarda, 6.750 iş insanının katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, liderlerin ticaret belirsizliğine uyum sağladığına, dayanıklılık kazandığına işaret ediyor.
HSBC’nin küresel ticaretin nabzını tutan Global Trade Pulse 2025 araştırmasında öne çıkan altı temel bulgu, iş dünyasının yeni dönemde rotasını belirleyecek endişeleri, fırsat alanlarını ve daha fazlasını özetliyor. Rapor, genel anlamda işletmelerin nisan ayına kıyasla ticaret politikaları konusunda daha net bir anlayışa sahip olduğuna, bir aksama yaşanmasından daha az korkulduğuna, işletme sermayesi ihtiyaçlarının arttığına ve şirketlerin dayanıklılık oluşturmak, kâr marjlarını korumak ve gelir akışlarını çeşitlendirmek için çok çeşitli adımlar attığına işaret ediyor.
HSBC’nin araştırması, küresel ticarete liderlik eden ülkeler arasındaki müzakereler sürerken, işletmelerin bugün uluslararası ticaret görünümüne yılın başına kıyasla daha net bakabildiğini söylüyor. Küresel çapta işletmelerin %67’si, ticaret politikasının işlerine etkisine dair altı ay öncesine göre daha fazla kesinlik sahibi olduklarını ifade ediyor. İşletmelerin dörtte üçünden fazlası (%77), son ticaret politikası değişikliklerinin işlerine etkisini anlamayı kolay buluyor. Tüketiciye dönük işletmelerin durumu ise daha net. Özellikle B2C şirketlerin %80’i, etkileri anlamanın kolay olduğunu söylüyor.
Gelirlerdeki düşüşe dair endişeler de azalıyor. Dünya çapında 5 şirketten biri (%22), tedarik zinciri kesintileri sonucunda önümüzdeki iki yıl içinde gelirlerde %25’ten fazla negatif etki olmasından endişe duyuyor. Öte yandan şirketlerin çoğu, gelirlerinin hem önümüzdeki altı ay içinde (%53) hem de önümüzdeki iki yıl boyunca (%58) artmasını bekliyor.
HSBC’nin araştırmasının ikinci bölümü, maliyet konusuna odaklanıyor. Ticaret kesintileri, tüm büyüklüklerdeki ve tüm sektörlerdeki işletmeleri etkiliyor. İşletmelerin %66'sı, tarifeler ve ticaretteki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki altı ay içinde maliyetlerinin artmasını bekliyor. Bu durum sektörler veya pazar segmentleri arasında çok az farklılık gösteriyor. Maliyet artışlarının temel nedeni ise tarifeler. Maliyetlerinin yükseldiğini bildiren işletmelerin %54'ü, son altı ayda tarifelerin ve gümrük vergilerinin maliyet tabanlarını artırdığını söylüyor. ABD'deki işletmelerin %79'u önümüzdeki altı ayda maliyetlerin artmasını bekliyor. Bu oran İtalya'daki işletmeler için %42. Genel çerçeveye bakıldığında, işletmelerin %66'sı, tarifeler ve ticaret belirsizliği nedeniyle önümüzdeki altı ayda maliyetlerin artmasını bekliyor.
Maliyetlerinde artış bildiren işletmelerin neredeyse yarısı, nakliye veya navlun (%47), hammadde (%44) için daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kaldıklarını ifade ediyor. Özellikle holdingler, son altı ayda nakliye maliyetlerindeki artışı en büyük maliyet etkeni olarak gösteriyor.
Küresel ticarette önemli bir aksaklık yaşanmasına dair endişeler hafiflese de işletmeler fiyatlandırma politikalarını ayarlamak, operasyonlarında dayanıklılık oluşturmak ve gelirlerini çeşitlendirmek için adımlar atmayı sürdürüyor. Belirsizliği yönetme ve kesintilerle mücadele etme stratejileri, farklı araç setlerinin birlikte kullanıldığı bir mücadele alanı olarak öne çıkıyor. İşletmelerin %76’sı, artan maliyetlere yanıt olarak birden fazla önlem alıyor. Bu önlemler şöyle sıralanıyor:
Ticaret belirsizliği, riskleri azaltmak için yeni gelir kaynakları arayışını da tetikliyor. Katılımcıların yarısı yeni pazarlara girmeyi planlıyor. %47’si ürün veya hizmet yelpazesini yeniden düzenliyor. %47’si senaryo planlaması yapıyor ve %43’ü birleşme veya satın alma planlıyor.
Pazar bazında hazırlık seviyelerine bakıldığında ABD’deki işletmelerin, ticaret düzenlemelerindeki değişikliklere yanıt vermeye hazır hissetme olasılığının en yüksek olduğu göze çarpıyor. ABD’deki işletmelerin yarısı bu konumdayken, Avrupa’dakilerin %35’i, Doğu Asya ile Kuzey Asya’daki şirketlerin %32’si hazırlık konusunda kendilerine güveniyor. Genel manzara grafikteki gibi şekilleniyor:

Peki tüm bu yeniden hizalanma süreci, bilançoları nasıl etkiliyor? Küresel ticaretteki değişkenlik sürdüğünden, liderler bilançolarını güçlendirmek için adımlar atıyor. %62’si, 2025 yılında işletme sermayesi ihtiyaçlarının arttığını gördüklerini ifade ediyor. Bu artışın başında Hindistan ve ABD geliyor. B2C işletmelerin üçte ikisi (%67) işletme sermayesi ihtiyaçlarında artış olduğunu söylerken, B2B sektöründe bu oranın %52 olduğu belirtiliyor.
Ankete katılan en büyük şirketlerin %20’si ciddi likidite sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını söylüyor. Operasyonel verimlilikler, şirketlerin beşte birine yakınının işletme sermayesini serbest bırakabildiğini gösteriyor ki bu da hazine ve finans ekiplerinin ticaret belirsizliğine yanıt vermedeki rolünün altını çiziyor. Öte yandan 10 kişiden 9’unun (%89), ticaretle ilgili oynaklığın önümüzdeki 2-3 yıl içinde bankaları işletmeleri için daha önemli hale getireceği konusunda hemfikir olduğu görülüyor. HSBC’ye göre, para politikasının birçok piyasada gevşediği bir dönemde, fonlama stresine dair göstergeler, uluslararası ticaret ekosisteminde potansiyel bir kırılganlığa işaret ediyor.
Küresel ticarette yeni belirsizlikler yaratan tarifelere rağmen, katılımcıların %88’i, önümüzdeki iki yıl içinde uluslararası ticareti büyütme kabiliyetlerine güveniyor. Geliri 2 milyar doların üzerinde olan büyük işletmelerin nispeten daha iyimser olduğu görülürken, katılımcıların %46’sı, uluslararası ticaret büyümesi konusunda çok emin olduklarını söylüyor.
Belirsizlikleri iyimserlikle değerlendiren dörtte üçlük bir kesim, ticaret belirsizliğinin kendilerini gelişmeye ve yeni fırsatları keşfetmeye teşvik ettiğini belirtiyor. İşletmelerin %73’ü ise, ticaret politikası değişikliklerinin uzun vadeli iş modellerini yeniden düşünmeye zorladığına inanıyor.